28 Mart 2015 Cumartesi

26. Gün Rus Uyku Deneyleri Türkçe Part 3


Denekler odadan çıkmak istemiyordu, bu herkesi şaşırtmıştı. Bir Rus görevli, boğazına saldırılması sonucu öldü. Diğerinin testisleri koparıldığı ve bacaklarının kemirildiği için yaralandı. Diğer 5 görevli ise intihar ederek hayatlarına son verdiler.

4 denekten birinin dalağı patladı. Tıbbi araştırmacılar onu sakinleştirmeye çalıştılar ama bu imkansızdı. Normal bir insanın aldığı morfinden daha fazla almasına rağmen hala odadan çıkmamak için mücadele ediyordu. Doktorlardan birinin kolunu ve kaburgasını kırdı. Deneğin dolaşım sisteminde kandan çok hava vardı. Kalbi durdu ama hala yaşıyordu ve 3 dakika boyunca kendine vurdu. Herkese saldırıyordu ve sürekli "Daha fazla!!!" diyordu. Gitgide uykusu gelen bir bebek gibi güçsüzleşti ve yere yığılarak öldü. Sağ kalan 3 denek tam donanımlı bir tıp merkezine taşındı. Ses tellerine zarar gelmemiş olan 2 denek ise uyanık kalmak için yalvarıyorlardı. Deneklerin organlarını tekrar yerleştirmek istediler ve bunun için denekleri uyuşturmaları gerekiyordu, deneklere ne yapıldıysa da denekler hiç bitkin ve yorgun düşmediler
. Ve böylece deneklerin sakinleştirici ilaçlara karşı bağışıklık kazandıkları fark edildi. Deneklerden biri elleri bağlı olmasına rağmen etrafına saldırmaya başladı ve 4 inçlik kelepçeyi yırttı. Bunu yaptığında kolunu 200 poundluk bir asker sıkıca tutuyordu. Deneğin sakinleşmesi için normal seviyenin üstünde anestezi kullanıldı. Kalbi durmuştu, otopsi testlerinin sonuçları kanın içindeki oksijen miktarının olması gerekenden 3 kat fazla olduğu gözlemlendi. Kasları iskeletine o denli yapışmıştı ki karşı vermeye çalışırken 9 kemiği kırıldı.



Hayatta kalan deneklerden ikincisi bir anda 5 kişinin arasında çığlık atmaya başladı. Ses kayıtları yoktu. Yalvaracak durumda değildi, tek yapabildiği kafasını düzensiz bir şekilde sağa sola hareket ettirmekti. Bunlar anestezinin yan etkileriydi. Bir sonraki ameliyatta yeniden anestezi verildi. Organlarını yerleştirirken 6 saat boyunca hiç tepki vermedi. Bir hemşire, birkaç kez, hastanın ameliyat esnasında gülümsediğine şahit oldu. Ameliyat bittikten sonra denek mırıldanmaya başladı. Akıllı olan doktor önemli bir şey söylediğini düşünerek kalem ve kağıt aldı. Deneğin ağzından çıkan kelimeler şunlardı. "Kesmeye devam et".

Diğer hayatta kalan 2 deneğe de aynı ameliyat yapıldı. İkisine de anestezi yerine onları felç eden bir ilaç verildi. Ameliyat sırasında iki denek de gülüp duruyordu. Tekrar konuştukları zaman da canlandırıcı gaz istediler. Araştırmacılar yani doktorlar neden bunları istiyorsunuz ve neden bağırsaklarınızı parçaladınız dediklerinde ise verdikleri cevap "Uyanık kalmam gerek".

Kalan üç deneği de ne yapılacağı karar verilene kadar bekleme odasına aldılar. Askerler tekrar gaz verilmesini istedi. Doktorlar karşı çıktı ama kimse dinlemedi.

Odanın içinde tekrar mühürlenmeye hazırlanan denekler EEG monitörüne bağlıydı. Garip olan şey ise gaz alacaklarını duyduklarında çırpınmayı bırakmalarıydı. Denekler uyanık kalmak istiyorlardı. Bir tanesi mırıldanarak konuşmaya çalşıyordu. Diğer denekler kafasını yastığa dayamıyor ve sürekli göz kırpmaya çalışıyordu. EEG monitöründe görülen beyin dalgaları şaşırtıcıydı. Raporlarına bakarken bir hemşire hastalardan birisinin kafasını yastığa koyduğu anda gözlerinin kapandığını fark etti. Beyin dalgaları direk rem uykusuna girdiğini gösteriyordu. Sonra tekrar eski durumuna döndü. Döndüğü anda ise kalbi durmuştu…

Kalan 2 denek ise tekrar mühürlenmek için çığlık atmaya başladı. Beyin dalgaları tıpkı uykudan ölen deneğinki gibi oldu. Komutan 2 deneğin tekrar mühürlenmesini emretti. Yanlarında olan 3 araştırmacıya mühürleme emiri verildi. Araştırmcılardan birisi silahını çekip komutanı vurdu. Sonra sessiz olan deneğe silahı doğrulltu ve beynini dağıttı. Silahı son kalan deneğe doğrulttu.”Bu şeylerle aynı yerde kilitlenmiyeceğim!” Adama çığlık attı. “Nesin sen!?” “Bilmek zorundayım!”
Denek gülümsedi: “Bu kadar kolaymı unutun?” “Biz siziz. Biz sizin içinizde yatan deliliğiz, her an serbest olmayı bekleyen çılgın hayvanlarız. Biz yatağınızın altında saklananlarız…”

Araştırmacı durdu. Sonra silahı deneğin kalbine doğrultup ateş etti. Denek ölmek üzereyken, “Nerde..yse .. özgür…” dedi.

25. Gün Rus Uyku Deneyleri Türkçe Part 2

Görevliler deneklere anons ettiler "İçeri gireceğiz, kapılardan uzak durun ve yere yatın, itaat edenlerden birisi özgürlüğüne kavuşacak" dediler. İçlerinden birisi cevap verdi "Artık özgür olmak istemiyoruz." dedi. Askeri güçler ve araştırmacılar arasında bir tartışma patlak verdi. Daha fazla tepki alıp kışkırtmamak için 15. günün gece yarısı odanın kapısının açılmasına karar verildi. Oda birden temiz havayla doldu ve uyarıcı gaz dışarı boşaldı. Mikrofonlar anında çalışmaya başladı. 3 farklı ses yalvarmaya başladı; dışarıda onları bekleyen aileleri, sevdikleri olduğunu yakarıyorlardı. Askerler denekleri almak üzere odaya gönderildi. Şimdiye kadarki en yüksek çığlık, içeriye giren askerlerden geldi. 5 denekten 4’ü hâlâ yaşıyordu, tabii buna yaşamak denirse.

Denekler yiyeceklere çok dokunmamışlardı. İçlerinden biri ölmüştü. Kalçasında ve göğsünde topak topak et doldurulmuştu. Odanın ortasındaki giderin üstüne oturmuştu, suyun geçişine izin vermediği için oda su ile dolmuştu. Su gibi görülen sıvının kan olduğunu fark edemediler. Yaşayan diğer 4 deneğin sakalları, tırnakları uzamış ve derileri paramparça olmuştu. Tırnaklarındaki izler, derilerini paramparça edenin kendileri olduğu anlaşıldı. Yaralar ve oyukların açıklığı, kendilerinin yapmadığını, birbirlerine saldırdığını gösteriyordu.

Yaşayan 4 deneğin de karın bölgesinde organlar hemen hemen yok gibiydi. Kalp, akciğerler ve diyafram yerine, deri ve kaburgaya bağlı kasların çoğu akciğerlerle beraber göğüs kafesinin dışına sarkmıştı. Kan damarları ve organlar sağlam kalsa da, diğerlerini çıkarıp yere atmışlardı. Fakat denekler hala yaşıyorlardı. Dördünün de sindirim sistemleri çalışıyordu. Günler sonra istifra ettiklerinde, aslında yediklerinin kendi etleri olduğu ortaya çıktı. Çoğu asker Rus özel servisinde çalışmıştı fakat hiçbiri odaya girip denekleri kaldırmaya cesaret edemedi. Askerler odadan çıkarılmaları için yalvarıp bağırırken gaz geri geldi, uykuya daldılar…


27 Mart 2015 Cuma

24. Gün Rus Uyku Deneyleri Türkçe Part 1


1940'ların sonlarında Rus araştırmacılar 5 insanı 15 gün boyunca tetikleyici gazlarla uyanık tuttular. Amaçları bir insan uyumazsa ne olacağını görmekti. Oksijen seviyesinin dikkatlice kontrol edildiği odalarda kalıyorlardı. Kamera sistemi yoktu, onları duymak için bir mikrofon ve görmek için de 5 inçlik camlar vardı.

İlk 5 gün her şey normaldi. Eğer denekler 30 gün uyumadan dayanırlarsa serbest bırakılacaktı. Her gün onların ne yaptıklarını izlerken, birbirlerine eski travmatik olayları anlattıkları görüldü. 4 gün boyunca bu durum giderek karanlık bir hal aldı.

5. günden sonra bu durumdan şikayet etmeye ve onları yönetenlerinin nerede olduğunu bulmaya çalıştılar. Birbirlerine eski travmatik olayları anlatmayı kestiler, hatta konuşmayı kestiler ve 5 inçlik camlara fısıldamaya başladılar.
 İşin garibi, bu deneyi diğer deneklerin üzerlerinden kazanabileceklerini düşünmeye başladılar. Araştırmacılar başta bunun gazın bir yan etkisi olduğunu düşündüler.

9. günden sonra 1.denek çığlık atmaya ve odanın içinde koşuşturmaya başladı. Denek bağırmaya devam ediyordu ama çoğu zaman çıkan ses gürültüden ibaretti. Denek hiç konuşmuyordu sadece bağırıyordu. Görevliler, deneğin bağırmaktan ses tellerini parçaladığını ve konuşamadıklarını söyledi. Daha ilginç olan şeyse diğer deneklerin buna nasıl tepki verdiği, ya da tepki vermedikleri idi. İkinci denek de 1. denek gibi çığlık atmaya başladı. Geriye kalan denekler ise cama fısıldamaya devam ettiler. Diğer denekler, yani çığlık atmayan denekler, kitapların sayfalarını kopardı ve yüzlerine sürmeye başladılar. Sayfaları cama yapıştırdıkları zaman diğer deneklerin çığlık atması durdu.

3 gün daha geçti, toplamda 12 gün oldu. Mikrofonlardan hiç ses gelmediğini farkettiler ve mikrofonun bozuk olup olmadığını kontrol ettiler. Mikrofonlarda sorun yoktu. Odadaki oksijen seviyesi, hepsine yetecek düzeydeydi. 14. gün gelmişti ve deneklerden hiçbir ses yoktu. Araştırmacılar, deneklerin ölmüş olduğundan şüphe etti ve odalara girmeye karar verdiler.

25 Mart 2015 Çarşamba

23. Gün Ted Bundy Türkçe Part 2

   Hapiste olmasına rağmen dava devam etti. Eskiden bir hukuk öğrencisi olduğu için mahkemede kendisine verilen avukatı reddederek kendi savunmasını kendisi yaptı. Yani kendi avukatlığını kendisi yaptı. 
Ted Bundy ile tanışan herkes onun eğitimli, kültürlü ve kibar bir beyefendi olduğunu düşünüyordu, kimse onun bir katil olabileceğine inanmıyordu. (Kadının ona hayran bakışlarından anlaşılıyor zaten D:)



      Duruşmada hukuk kitaplarına bakma bahanesiyle kütüphaneye gitmek için izin istedi ve izin verildi. Kütüphanede bir süre yalnız bırakılan Ted, kütüphanenin camından atlayarak kaçtı. Ve kendi avukatlığını kendisi yaptığı için elleri kelepçelenmemişti ve bu sayede şehirdeki insanların arasına karıştı. 3000 nüfusa sahip olan şehirde didik didik arama yapılmasına rağmen Ted bulunamadı.


    Fakat çalıntı bir arabayla şehirden kaçmaya çalıştığı için farkedildi. Ve tekrar hapse gönderildi. 



    Yer altındaki hücresinin tabanına demir testereyle bir delik açarak uzun bir tünel kazdı. Tünelin ucu baş gardiyanın odasına çıkıyordu, doğru zamanlamayla Ted bu odaya girdi ve kaçtığı anlaşılmaması için yorganının altına kitaplar koydu. Gardiyanın kıyafetlerini giyerek tıpkı bir gardiyan gibi gözüktü ve evin ön kapısından kimseye çaktırmadan gizlice çıkmayı başardı. 


    Kaçtığı ertesi günün öğle saatlerine kadar anlaşılmadı ve bu ona ekstradan zaman kazandırdı. Bu sayede Florida'ya kadar kaçtı ve kendine Chris isminde yeni bir kişilik oluşturarak tek odalı güvenli bir daire tutmuştu. 





    Bu daire Florida Devlet Üniversitesi'nin yakınlarında olduğu için istediği derse kaçak girmişti. Tıpkı bir köpekbalığı gibi öldürme hissi dinmediği için cinayetlerine kaldığı yerden devam etti.

    15 Şubat 1975 yılında kullandığı araba kaçak olduğu için tutuklandı ve tekrar yargılanması için Miami'ye gönderildi. Şaşırtıcı bir şekilde yüzlerce genç kadın Ted'e hayran kalmıştı. Bazıları onu görmek için mahkemelerine katılıyor hatta onun dikkatini çekmek için saçlarını siyaha boyatıp ortadan ikiye ayırıyordu. 

    2. dava da dedektifler, onun tarzını anımsatan bir cinayet buldular, ve kurbanın kalçasında bir ısırık izi buldular. Bundan haberdar olan Ted, dişlerini kırmaya kalkışsa da görevliler buna engel oldular. Bu hata Ted'in ölüm cezasına çarptırılmasına yol açtı.


    
   


    Ted, mahkeme kararına şiddetle tepki gösterdi ve standart prosüdürlere uymadığı için şikayetlerde bulundu. Bu hareket onun idamını 10 yıl erteletti. 
     





   Bu 10 yıl içinde bir hayranıyla evlendi ve bir kız çocuğu oldu.                                          





     1989 yılında 2.000 volt elektrik 2 dakika boyunca vücudunda gezdirilerek idam edildi.


24 Mart 2015 Salı

22. Gün Ted Bundy Türkçe Part 1

     (24 Kasım 1946 - 24 Ocak 1989)
    Dünyadaki seri katillerin öncüsü olan, mükemmel zekaya sahip olan Ted Bundy'i anlatacağım. Ama 2 parçada anlatmam gerekecek çünkü çok uzun.

     ABD'de 30'dan fazla genç kadını öldürmüş, şeytani bir seri katildi. Ted'i diğer seri katillerden ayıran en büyük özelliği ise, yakışıklı, sempatik, güzel görünüşlü, kadınların dikkatini kolay çekebilen, eğitimli ve kültürlü biri olmasıydı. Gayri meşru doğmuştu, annesi ona yalan söylemişti. Ted, annesini ablası sanarak büyümüştü.



   

    Washington Üniversite'sinde Stephanie adında bir kıza aşık olmuştu ve kızı etkilemek için elinden geleni yaptı. Stephaine, Ted'in duygusal anlamda yetişkin davranamadığı için Ted'i terk etti ve Ted bu olaydan çok etkilendi. Stephanie'yi geri kazanmak için elinden gelen her şeyi yaptı.Ama başarılı olamadı. Ayrılık acısıyla depresyona girdi ve depresyondan çıkamayınca üniversiteye gitmeyi bıraktı.





    Bir hastaneye gittiğinde de ablası zannettiği kişinin gerçekte annesi olduğunu öğrendi. Bebekliğinden beri böyle bir yalanla yaşadığını öğrenmesi onu çok derinden etkiledi. İkinci defa yere düştü.

    Bu olaylar yüzünden etrafındaki bütün kadınları bir obje olarak görmeye başlamıştı. İnsan psikolojisini daha iyi anlamak için bu sefer Washington Üniversite'sinin insan psikolojisi bölümüne yazıldı. Buradan mezun olduktan sonra Utah Üniversite'si hukuk bölümüne yazılarak bilgisine bilgi katmak istedi. Eskiden içine kapanık ve utangaç biri olan Ted'in yerini, yakışıklı, karizma ve kendine güveni olan Ted aldı.

     San Francisco'ya yaptığı bir iş gezisinde eski sevgilisi Stephanie ile buluştu ve Stephanie'ye evlenme teklifinde bulundu, Stephanie çok değişen Ted'i hemen kabul etti.(Buldu tabi zengin, yakışıklı adamı kabul et.) Evlendikten kısa bir süre sonra Ted, umursuzca Stephanie'yi bıraktı ve onunla olan tüm iletişimini kesti. Bunu, istediği kadını tekrar elde etmeyi başardığını kendisine ispatlamak için yapmıştı.

    Bu olaydan sonra okumayı bırakıp, 4 sene sürecek olan sapıkça cinayetlerine başladı. Öldürdüğü her kadın eski sevgilisine benziyordu yani bütün kurbanlarının saçları, Stephanie'ninki gibi siyah ve ortadan ikiye ayrılmış şekildeydi. Kurbanlarını polis kılığına girerek ya da sakat rolü yaparak yakalardı ve onlara tecavüz edip sonra acımasızca ağır darbelerle ya da boğarak öldürürdü.30'dan fazla kadın bu şekilde öldü. Öldürdüğü bazı kadınlara her gün yeni kıyafetler giydirip makyajlar yaptıktan sonra cesetleri çürüyünceye kadar tecavüz etmeye devam etti.

    Polis hiçbir iz bulamıyordu, bir gün yine polis kılığına girip Utah Üniversite'sinde gözüne kestirdiği Carol isimli kızı, arabasına almaya çalıştığı için kız süphelendi ve arabadan atlayarak polise gitti. Polise Ted'i ve arabayı anlattı ve içinde suç aletleri bulunan bir araba bulundu. Bundan kısa bir süre sonra ise Ted Bundy'de bulundu ve Carol'ı kaçırmaktan 15 yıl hapis cezası yedi. Ortada bir delil olmadığı için işlediği cinayetlerden dolayı değil, kaçırılmadan dolayı bir ceza almıştı.
CAROL.



 Hapisteyken.




    

21 Mart 2015 Cumartesi

21. Gün Uzaylı Otopsisi

    Herkesin bildiği bir uzaylı otopsi fotoğrafı var.

    Peki bu fotoğrafın videosunu hiç izlediniz mi?
    Sizin için videoyu bulduk ve buraya upload ediyoruz.

    Youtube Linki:   http://youtu.be/kK_RCF011X8

    Upload:
                                
 Söylenenlere göre video montaj ya da sahte değil, Roswell Olayı'nı daha önce anlatmıştım. Bu olaydan kalan bir video bu. 

19 Mart 2015 Perşembe

20. Gün İnsanların Rüyalara Giren Adam Türkçe




2006 yılında New York'ta tanınmış bir psikiyatr, kabul ettiği hastasının garip bir rüyasını dinledi. Rüyada hasta, bir adamın hastaya öğütler verdiğini görmüştü. Aynı zamanda bu adam

rüyasına ilk defa girmiyordu. Rüyaya giren bu kişi daha önce de aynı hastanın rüyalarına girdiğini söylemişti. Hasta, daha önce bu adamı gerçekte hiç görmediğini ve tanımadığını söylemişti. Psikiyatrinin isteği üzerine, rüyaya giren adamın robot resmi çizildi. 

Aradan bir kaç gün geçti başka bir hasta robot resmi gördü ve psikiyatrise "Bu adamı daha önce rüyamda görmüştüm" dedi. Hasta devam etti. "Bu adamı sürekli görüyorum ama kim olduğunu bilmiyorum." Doktor bu olay üzerine başka doktor arkadaşlarına da bu resmi gönderdi ve hastalarına bu resimdeki adamı rüyalarında görüp görmediklerini sormalarını istedi.

Diğer doktorlara gelen hastalar da bu adamı rüyalarında gördüklerinden bahsediyordu. Ve hasta sayısı dörde çıkmıştı. Bu olay 2006 da olmuştu ve 2000 kişi aynı adamı rüyasında gördüğünden bahsediyordu. Yani şikayetçi sayısı 2000'e çıkmıştı.Üstelik bu insanlar aynı ülkede bile değildi. Los Angeles, Berlin, San Paulo, Tehran, Beijing, Rome, Barcelona, Stockholm, Paris, Yeni Delhi, Moskova gibi birçok ülkeden çıkmıştı bu hastalar. Daha sonralarda ise bu adam dünya genelinde aranmaya başlandı, bildiğiniz aranıyor posterleri basıldı.

Rüyalarında bu adamı gördüğünü iddia eden kişilerin en çok rağbet ettiği teoriler ise;


-Jung'un psikoanalitik teorisine yaslanan bir görüşe göre bu adam kolektif bilincin yarattığı bir arketipti.







-Toplumda birbirine benzer travmalar ve dramlar yaşayan insanların birbirine benzeyen rüyalar görmesi mümkün olabilirdi.






-Dindar kişilerin olaya getirdiği yaklaşımsa daha fakrlıydı. Onlara göre bu resim, kişinin büyük yaratıcı yerine kafasında konumlandırdığı imajdı. Diğer bir deyişle tanrı olabilirdi bu kişi. Bu görüşe göre tanrı kendisini insanlara bu şekilde gösteriyordu. Bu nedenle onun rüya görenlerin zihninde yer ettiğine inananlar vardı.(onlara göre)








-En çok ilgi gören teori ise buydu. Bu adam insanların rüyalarına görmeyi başaran, gerçek hayattan bir insan. Psikolojik özel yetenekleri sayesinde buna muktedir biri.





-Bazıları da bunun gerçek hayattan bir sima olduğunu sadece birçok insana benzediğini söylüyor.






-Bazılarıysa insanların rüyalarında benzer birini gördüğünü ama aslıdna bu adama pek benzemediğini, buna rağmen insanların bu resmi kafalarında canlandırdığını iddia ediyor. Üstteki teoriye benzer.





-En büyük teoriyi en sona sakladık. İnternetteki forumlarda epey ağır basan bu fikre göre bu adam, büyük bir şirketin, insanları akıl hastasına dönüştürmek için planladığı bir oyunun parçası. Olayın bu denli büyümesine sebep olan kalabalık kitlenin acil psikolojik müdahaleye ihtiyacı olduğu kesin.


Meselenin haddinden fazla büyüyüp kıtalara yayıldığını ve viral kampanyalarda bile kullanıldığını, ayrıca bu adamın resminin bir popüler kültür figürü haline geldiğini de söylemek mümkün. Kendinize iyi bakın, esen kalın.














.

19. Gün Smile Dog (smile.jpg) Türkçe

    Öncelikle hiçbir açıklama yapmadan hikayeyi inceleyelim;
   



    2007 yazı Mary E. ile röportaja gittim. 15 yıldır kocasıyla röportaj için görüşüyordum. Mary sonunda kabul etti. Bundan önce de röportajlar yapmıştım. Chicago'da röportaj yapmayı amaçlıyorduk. Ancak ben geldiğimde son anda röportaj yapma fikrini değiştirdi ve kendisini odaya kilitledi. Onu kapıda dinliyor ve dediklerini not alıyordum.
    Mary'nin söyledikleri dikkatimi çekmişti, göremesem bile. Onun sesinden ağladığını anlayabiliyordum. Ancak ağlama sesi sanki kabusunda ağlarmış gibiydi. Kocası Terence geldi ve özür diledi. Evden çıktım ve aklıma takılan şey bununla ilgili araştırmalar yapmaktı.

     Mary, Chicago bazlı bir forumun adminiyken ilk defa Smile.dog ile karşılaşmıştı. O ve Terence beş aydır evlilerdi. Mary o resmi gören 400 kişiden sadece biriydi ve konuyla ilgili tek konuşandı. Devamı anonim veya... Ölmüştü.

2005 yılında onuncu sınıftaydım. Smile.dog en büyük ilgi alanım olmuştu. Mary en çok bilinen Smile.dog (ya da diğer adıyla Smile.jpg) kurbanıydı. Benim ilgimi çeken tek şey ise bu konuda belirgin bir kanıt kaybı olmasıydı. Bazı insanlar bunun sadece bir şaka olduğunu düşünüyorlardı.

    Normaldi. Çünkü her şey bir resim dosyasından ibaretti. Bu resimler daha sonra internette 4chan gibi sitelerde yayılmaya başladı. Ancak hiç birinin orjinal Smile.jpg gibi etkisi yoktu.

     Ne Smile.jpg ne de Smile.dog Vikipedi'de geçiyordu. Hatta Smile.jpg hakkında 2girls1cup veya hello.jpg gibi şok siteleri bile siliniyordu.

    Bu resimle karşılaşmak artık bir internet efsanesi olmuştu. Mary'nin hikayesi özel değildi. Bu günlerde Smile.jpg'nin Usenet'in ve hackerların elinde olduğu söyleniyor.

    Hatta söylentiye göre 90'ların ortasında aynı resim ile "GÜLÜCÜK!! TANRI SENİ SEVİYOR!" ile beraber internette yazı geçtiği bile söyleniyor. Ancak böyle bir link günümüzde bulunmuyor.

    Bu resmi gören herkes resmi aynı tanımlıyor: Köpeğe benzer bir yaratık (Siberya Husky'si gibi) ve kamera flaşı ile aydınlatılmış, karanlık bir odada oturuyor. Tek arkaplan detayı ise insan eli izi şeklinde kan lekesi. El bomboş. Ön planda olan ise köpeğe benzer yaratık. Büyük bir sırıtış, iki ön diş çok beyaz, çok düz, çok keskin ve insan dişine benziyor.

    Ve evet. Bunlar resmi hemen gördükten sonra gelen tanımlamalar. Bu resmi gördükten sonra her gün belirli saat dilimlerinde görüntü sendromları yaşıyorlar ve bu resim akıllarında vanlanıyor. Hatta çok yaygın bir kabusa kadar gidiyor. Bunlar terapi ile düzeliyor. Ama bir yere kadar.

    Yaklaşık bir sene sonra. Mary E. bana şu epostayı gönderdi. Mart 2008'in başına yakın bir zamanda:

To: jml@****.com

From: marye@****.net
Subj: Geçen yazki röportaj

Sayın Bay. L,

    Geçen yazki davranışım için özür dilerim. Umarım anlayışla karşılarsınız. Sizin bir suçunuz yok. Benim kendi problemlerim yüzünden oldular. Neyse, umarım beni affederdiniz. O zaman, korkuyordum.

    Görüyorsunuz, 15 yıldır Smile.jpg tarafından lanetlendim. Smile.dog artık her gece kabularımda. Aptalca gelebilir, ama gerçek. Rüyalarım be kabuslarımı artık gerçekten ayırt edemiyorum. Kabuslarımda ne hareket edebiliyor ne de konuşabiliyorum. Sadece o korkunç resme bakabiliyorum. O eli görüyorum, ve sonra Smile.dog'u. Bana doğru konuşuyor.

    Evet o bir köpek değil, tabi ki de. Ne olduğu hakkında hiç bir fikrim yok. Beni tek bir şekilde serbest bırakabileceğini söylüyor. Dediği şey: "Sözlerimi yay" Her rüyam bu kelimelerle bitiyor. Anladığınız üzere bana bu resmi başkalarına göstermemi emrediyor.

    Ve yaptım. İlk önce resmi 3,5 inçlik floppy diskete attım. Daha sonra kontrol etmeden, atıldığını hissettim.

    Bu resmi kendi iş arkadaşıma gösterdim. Hatta Terence'a bile. Sonra ne mi oldu? Eğer Smile.dog sözünü tutsaydı şu aralar rahat uyku çekebilecektim. Eğer yalan söylediyse ne yapabilirdim.

    15 yıl hiç birşey yapmadım ve disketi bir rafa kaldırdım. 15 yıldır her gece Smile.dog rüyalarıma giriyor ve sözlerimi yay diyor. 15 yıldır sağlam duruyorum. Ama zor zamanlarım elbette oluyor. Diğer arkadaşlarımın çoğu intihar ettiler. Bazıları tamamen sessizdi. İnternet üzerinden yavaşça kayboldular. Onlar en çok endişelendiklerimdi.

    Umarım beni affedersiniz, Bay L., geçen yaz gerçekten çok korktum ve utandım Bay L.., sizden istediğim şey lütfen araştırmanıza devam etmeyiniz. Ve son demek istediğim. Herkes hatta benden bile güçlüler onun emirlerine itaat ediyorlar.

İşin başındayken bırakın.

Saygılar,
Mary E.

    Terence aylar sonra bana ulaştı ve Mary'nin kendini öldürdüğünü yazdı. Arkasında bıraktıları ise eposta adresini kapatması ve disketini siyah bir plastik olana kadar yakmasıydı. Bu bölüm onu da çok rahatsız etmişti. Çünkü disket eridiğinde plastik gibi değil, hayvan eti gibi erimişti.

    Ben de açıklamalıyım ki ilk duyduğumda ben de şaka zannettim. Ancak daha sonra bu olay yaygınlaştı ve Chicago tabanlı forumlarda en gözde konu oldu. Gazetede Mary E.'nin haberi çıkmıştı ve öldüğü yazıyordu. Ve evet, intiharın nasıl gerçekleştiği hakkında hiçbir şey yazmıyordu. Artık bu konuyu araştırmayacağım. Hatta Mayıs'taki finallerimden beri araştıracak zamanım kalmadı.

    Dünyanın bizi test etmesi için garip yolları vardır. Mary E. ile olan röportajımdan tam bir yıl sonra bir eposta aldım

To: jml@****.com
From: elzahir82@****.com
Subj: gülücük</p>

    Eposta adresini buldum ve profilinden Smile.dog ile ilgilendiğini anladım. Aslında herkesin söylediği kadar kötü bir şey değil. Bak sana resmi atıyorum. Sadece sözleri yayıyorum.

:)

Son satırı görünce kemiklerime kadar titremiştim.

    Bir attachment dosyası vardı, doğal olarak, Smile.jpg idi. Çoğu zaman indirmiştim, ancak hepsi sahteydi. Düşündüm, ve hiçbir zaman Smile.dog'un lanetine katılmamıştım. Mary E.'nin hesabı beni korkutmuştu. Evet. Ama onun her zaman akıl hastası olduğunu düşünmüştüm. Bir düşünün. Smile.jpg nasıl olur da birilerini lanetleyebilir ki? Sadece gözleriyle lanetleyen bir yaratık.

    Anlayamıyorum, peki neden efsane önceden beridir var?

    Eğer dosyası indirseydim ve baksaydım, belki de Mary haklı çıkabilirdi. Belki de rüyalarımda bana sözlerini yaymam emrini verebilirdi. Ne yapmalıydım? Hayatımın geri kalanını Mary gibi mi yaşamalıydım? Yoksa bu bitene kadar savaşmalı mıydım? Belki de sözleri yaymalıyım, sonuna kadar. Peki nasıl, kime yaymalıyım?

İşte şimdi Smile.dog ile ilgili kısa bir yazı yazıyorum. Dosyayı da attachliyorum.

Niye mi attachliyorum?

Çünkü sözlerini yaymalıyım..
.



   Hikayemiz bu arkadaşlar. Bu sadece bir creepypasta arkadaşlar. Peki gerçekten "smile.jpg" diye bir şey olabilir mi? Dünyada uydurulan her şeyin arkasında bir sır vardır, smile.jpg gerçek mi yalan mı bilemeyiz ama, epey bir baş ağrıtacak gibi. 

   Fotoğrafın orjinali gizli sitelerde bulunuyor dense de ne kadar doğru bilemeyiz. 





18. Gün Mereana Mordegard Glesgorv Türkçe

Bir youtube efsanesi daha. Mereana Mordegard Glesgorv adındaki bir video Youtube'a upload ediliyor. 153 kişinin oyulmuş gözleri Youtube ofisine gönderiliyor. Videoyu izleyenlerin çeşitli yollarla intihar ettiği söyleniyor, ve bu intihar eden insanların kendi kollarına bir şifre kazıdıkları biliniyor. Ama şifreyi çözebilen olmadı. Videonun ilk 20 saniyesini youtube otomatik olarak siliyor ve kimse videonun orjinalini izleyemiyor. Video youtube'da bir ofis çalışanı izlerken, 45. saniyeden sonra çığlık attığı söyleniyor. Bu çalışan artık sürekli sedasyan geçirip, ne işittiğini bilmez hale geldi. Videoyu upload eden kişi ve aynı zamanda videonun içindeki kişi bulunamadı.




Videonun ingilizceye çevirilmiş hali "You are gonna get raped" yani "Tecavüz edecekler sana" anlamına gelmektedir. Videoyu izleyenler kötü hissettiklerini söylüyor ama garip hiçbir şey olmuyor. Videoyu internetten bulabilirsiniz, bir tane de ben örnek atayım.

Youtube linki: www.youtube.com/watch?v=Xf6Geh82vXg

Kendi uploadım:










17. Gün Username 666 Türkçe



Ne kadar doğru ne kadar yalan bilemem ama bir creepypasta olarak geçen olayı anlatacağım.

Biri youtube'da gezerken aklına "666" kullanıcı adlı bir youtube hesabı aramak aklına gelmiş. İlk başlarda öyle bir kullanıcı yok denmesine rağmen sayfayı sürekli yenileyince bakın neler olmuş;



www.youtube.com/watch?v=7iFXyLah2oQ


Evet gördüğünüz gibi bu sesler çoğu kişi tarafından psikolojiyi bozduğu söylenir, ve aynı zamanda videoda oynayan görüntüler insanı ürkütmüyor değil. 

16 Mart 2015 Pazartesi

16. Gün Slender Man Türkçe

    Slender man efsanesinin ortraya çıkışı "Something awful" forumlarında bazı arkadaşların korku karakteri yapalım düşüncesiyle ortaya çıkmıştır. Korkunç olması adına yaratılan karakteri bazı insanlar gördüğünü söylüyor. Ve bu insanlar "Kollarının uzadığını" söyleyerek akıllarda bir soru yaratmıştır. Bu soru "Slender Man gerçek mi?"

Slender Man 1600 lere dayanmaktadır, hatta bunun gerçek bir insan olduğu, adının da Daniel olduğu iddia edilmektedir. Ayrıca Slender Man'in şövalye olduğu bile söylenir, 1900 yıllarda ise çocukları kaçırmasıyla mesleğini değiştirmiştir. İnsanlar kel, yüzü gözükmeyen daha doğrusu yüzü olmayan ve ızun boylu birinin kaçırdığını söylerler ve kaçırılanlar sadece çocuk değil, içlerinde kayakçılar da var..Bazı kayakçılar ve çocukların ormanlık bir alanda kaybolduğu söylenir. Slender Man'in görüntülerini bazı kameralar yakalamıştır. Ancak kameralar polislere ulaştığında ses cızırtılı ve görüntü karıncalanmış olarak gelmiştir. Efsanenin bir gücü olduğu rivayet edilir. Bu da elektronik aletleri bozması ve insanın bayılmasına, uyumasına neden olduğu söylenir. 2010 yılları gibi kod adları Marble Hornets, Everyman Hybird, DarkHarvest00, MLAndersen0 ve TribeTwelve adlı kişiler Slender Man tarafından saldırıya uğradıklarını söylemişlerdir. Ölen kişiler ağaçların üzerinde, kazığa oturtarak bulunmuştur. İncelemeye göre ölen kişi acı çekerek öldürülmüştür. Çünkü kurbanın saptanan genel ölümü uzun süre kanamadır. Ve organları cesedin yanında plastik bir torbanın içinde bulunmuştur. Ve kurbanların boğuştuğuna dair hiçbir iz saptanamamıştır, bu uygulama şimdiki zamanda Slender tarafından gerçekleştirilmiyordur.







Garip olaylarla ilgilenen ünlü Amerikalı doktor Mr. Stewart bu konuda "Slender Man'in yaşıyor olabilme ihtimali var" demiştir. Bir spikerle yaptığı konuşma;


-Spiker: Slender gerçek mi?

-Mr.Stewart: Slender hakkında kesin bir cevap veremememe rağmen kesinlikle öldürdüğü iddia edilen kişilerin ölüm şekilleri aynı. Ve çok ilgi çekici bir şey söylemeliyim Mısır'larda kurban verme ayinine benziyor. Slender diye biri var mı bilemiyorum ama varsa kesinlikle bir ayinci.

-Spiker: Peki Slender Man hakkında daha neler biliyorsunuz?

Mr.Stewart: Hayatınızda hiç mumya diye bir şey duydunuz mu? Bir kere olsa duymuşsunuzdur. Tanrılara kurban edilenler öldükten sonra mumyalanır. Çünkü kurbanların masumiyeti temsil etmeleri gerekir. Ve bunun için mükafatları mumyalanmaktır. Yani tekrar evrene dönebileceklerine inandırıp izin alırlar. Slender masumiyet temsili için çocukları hedef alıyor, mumyalamak içinde ayinde öldürdükten sonra organlarını çıkartıp bir poşete koyuyor.

Spiker: Peki günümüzde hala yaşıyor olabilme ihtimali?

Mr.Stewart: Elbette ki yaşıyor olamaz çünkü o bir insan bedenine sahip ama 1600'lü yıllardan 2000'e kadar yaşadığına göre Slender'ın yaşıyor olabilme payı var.

Spiker:Tehlikede miyiz?

Mr.Stewart: Bunu zaman gösterecek ancak Bay Hook'un bize ne kadar zarar verme tehlikesi varsa Slender'in de o kadar.


İlerlediğimiz zamanlarda Slender Man'in hikayelerinden anlatacağız, esen kalın.

14 Mart 2015 Cumartesi

15. Gün Yanan İnsanlar

    Dünyadaki en büyük esrarengizlerinden bir tanesi de hiçbir sebep yokken bir anda yanıp kül olan insanlar. Yıllardır bazen insanlar bir anda yanıp kül oluyor, bu da dünyanın en gizemli olaylarındandır. İşin en garip tarafı da yanan kişi kemiklerine kadar kül olmasına rağmen, etrafındaki eşyalar ve kıyafetlerin hiç zarar görmemesidir. Bir insanın kemikleriyle birlikte kül olabilmesi için 1500 derece C gerekmektedir. Aynı zamanda ısının 2-3 saat sürmesi gerekmektedir. Avrupada ve Amerika da ölen insanlar gömülmeyip (Crématoire) denen yüksek ısılı elektrik fırınlarında yakılıp külleri küçük bir vazoya konup saklanmaktadır. Bu fırınlarda bile ısı 2000 dereceye yaklaşmakta ve tam kül olması üç - dört saat sürmektedir.





13 Mart 2015 Cuma

14. Gün Bob Lazar




Bob Lazar, 51.bölgedeki UFO'ların fiziksel ve kimyasal yapısını
inceleyen bir fizikçiydi yaptığı açıklamalarda UFO'ların bir anti madde reaktörü sayesinde kendi güçlü çekim alanlarını oluşturarak başka bir boyuta ya da paralel bir evrene demateryalize(maddilikten çıkma) olduklarını belirtiyordu. Reaktörde kullanılan yüksek oktanlı element 115 zincirleme çekirdek tepkimeleri sonucu 116. elemente dönüşerek yüzde yüz A enerjisi dediğimiz bu ışınlanma enerjisini sağlıyordu. Her çarşamba 51.bölgede yapılan UFO'ların test uçuşlarına arkadaşlarıyla gelerek sorguya çekilmişlerdi ve kendisini 51.bölgede çalıştığına görevlileri ikna etmesi gerekiyordu bunun için ülkenin en önemli haber kanallarında sesi elektronik olarak bozularak kendisini deşifre etti fakat olay kapanmadı kendisinin devlet için çalışması istendiğinde reddetmesi üzerine otobanda ilerlerken vuruldu son itiraflarında ise UFO'ların tabandan tavana sadece 1 kaç fit uzunlukta olduğunu sanki önce ısıtılıp sonra soğutulmuş bir kaplamayla donatıldıklarını ve kesinlikle dünya dışı kaynaklı olduğunu söyledi...




Ölmeden önce 4 defa yalan makinesine sokulmuş, 2 tanesinde başarılı diğer 2 tanesinde başarısız olmuştur. Bazı gazetecilere göre Bob Lazar yalancıdır, yalan testine sokan doktorlardan biri Bob Lazar'a hayrandır.




Bob Lazar'la ilgili bazı iddialar;


-Lazar, 51. Bölge'nin haritasını detaylı bir şekilde çıkartacak bilgiye sahipti.


-Bob Lazar, 51. Bölge'yle ilgili bilgileri kamuoyuna açıklayınca, 51. Bölge'nin yeri değiştirildi.


-Okuduğu üniversitenin bütün gizli ve şifreli odalarını biliyordu.


-Bob Lazar UFO'lar üzerinde çalıştıktan sonra, bir gece arkadaşıyla 51. Bölge'ye gidip UFO test uçuşlarını izlemişti. Büyük ihtimal UFO'larla ilgili buradan da büyük bir bilgi elde etmişti.

13. Gün Roswell Olayı

51. Bölge de en çok araştırılan konu olduğu düşünülen bir olaydır 1947 Roswell Olayı, gizemi çok iyi şekilde korunmuştur ve hala da saklanmakta.

Roswell Olayını gizemini koruyan 20. yy'ın en büyük UFO olayı olarak bilinir. Olay 4 Temmuz 1947 gecesi, New Mexico'nun Roswell kasabasında yaşandı. 1947 Olayı olarak da bilinir. UFO olarak adlandırılan daire şeklindeki cisim, içinden çıkan enkazlar ordu tarafından kaldırıldı.

Olay aslında çok uzun, kısaca anlatacak olursak bir karı koca gökyüzünde uçan bir dairesel cisim görürler, sonra bunu bazı kişilere söylerler, sonrasında ise yani 2 gün sonrasında bu cisim düşüyor. Enkazı gören kasabalılar hemen kasabanın şerifine haber veriyorlar. Sonrasında ise bu cisim Pentagon'a kadar ulaşıyor. Sonrasında ise de olayı gizlemek için basın açıklamaları yapılıyor ve olabildiğince saklanıyor.


Bu olayla ilgili gazeteler bile var;






Bazı otopsiler;
















Ve düşen UFO olarak iddia edilen fotoğraf;

11 Mart 2015 Çarşamba

12. Gün 51. Bölge Türkçe Anlatım Bölüm 2 (Area 51)

Ziyaretçi Olayı Var mı?

Las Vegas'dan 130 mil uzaklıkta, ıssız Nevada Otoyolu 375'de bir çiftçi tarafindan kullanılan tek bir posta kutusu vardır. Bu posta kutusuna Black Mail Box ( siyah posta kutusu) deniyor şimdiler de beyaz olsa da. İnançlı insanlar genelde buralara gelirmiş. Çünkü bu geniş otobanda tek sınır noktası burası olduğu için. Bu sınırın az ilerisi 51. Bölge'ye giriş ve 51. Bölge'ye girmek kesinlikle yasaktır. Büyük yazılı levhaları vardır, girmek kesinlikle yasaktır, güvenlik görevlileri girenleri öldürme yetkisine sahiptir ve her yerde güvenlik kameraları vardır. Ne havadan ne sudan ne de karadan bu gizli üssün 30 mil yakınına kimse yaklaştırılmamaktadır. Yani ziyaretçi diye bir şey yoktur.

Bu levhalardan bazıları;













Üssü görebilen iki tane kamu alanı vardır. Buralar White Sides ve Freedom Ridge.Belli bir uzaklıktan üssü görebiliriz. Ama orası ıssız ve ulaşımı biraz zordur. Gitmek yorucu olabilir.Buradaki güvenlik görevlilerine Cammo Dudes denir, bunlar sürekli kılık değiştirirler.












51. Bölgenin uzaktan fotoğrafları;












Evet arkadaşlar bugünlük bu kadar, ilerlediğimiz günlerde Roswell olayını ve Bob Lazar'ı anlatacağız, iyi günler, esen kalın.