Denekler yiyeceklere çok dokunmamışlardı. İçlerinden biri ölmüştü. Kalçasında ve göğsünde topak topak et doldurulmuştu. Odanın ortasındaki giderin üstüne oturmuştu, suyun geçişine izin vermediği için oda su ile dolmuştu. Su gibi görülen sıvının kan olduğunu fark edemediler. Yaşayan diğer 4 deneğin sakalları, tırnakları uzamış ve derileri paramparça olmuştu. Tırnaklarındaki izler, derilerini paramparça edenin kendileri olduğu anlaşıldı. Yaralar ve oyukların açıklığı, kendilerinin yapmadığını, birbirlerine saldırdığını gösteriyordu.
Yaşayan 4 deneğin de karın bölgesinde organlar hemen hemen yok gibiydi. Kalp, akciğerler ve diyafram yerine, deri ve kaburgaya bağlı kasların çoğu akciğerlerle beraber göğüs kafesinin dışına sarkmıştı. Kan damarları ve organlar sağlam kalsa da, diğerlerini çıkarıp yere atmışlardı. Fakat denekler hala yaşıyorlardı. Dördünün de sindirim sistemleri çalışıyordu. Günler sonra istifra ettiklerinde, aslında yediklerinin kendi etleri olduğu ortaya çıktı. Çoğu asker Rus özel servisinde çalışmıştı fakat hiçbiri odaya girip denekleri kaldırmaya cesaret edemedi. Askerler odadan çıkarılmaları için yalvarıp bağırırken gaz geri geldi, uykuya daldılar…